Have your examination results come through yet? (c) tehlikeyi atlatmak, paçayı kurtarmak, kurtulmak, sıyrılmak, geçirmek.
to come through an illness: hastalığı atlatmak.
He came through a difficult operation.
He came through without a scratch: Burnu bile kanamadan kurtuldu. (d)
come through with: (isteneni/bekleneni) yapmak, başarmak, becermek, elde etmek.
He came through with the money he needed to buy that house. (e) içine geçmek, nüfuz etmek, arasından sızmak.
The rain has come through his clothes. (f) (kumaş/elbise vb.) delinmek, yırtılmak.